30 Nisan 2013 Salı

Uğruna yazılar yazdığın bir adamın arkasından nefretle bakma hiçte kolay değil.

29 Nisan 2013 Pazartesi

O kız gibi değilim belki. Olamam da. Beklediğin kişi değilim ama beklediğimsin. Vazgeçmek istemiyorum çünkü ben ilk defa bir erkeğin gözlerine bakabildim. Utanmadım sıkılmadım. Lütfen.

28 Nisan 2013 Pazar

her hangi bir beklentim yada umudum yok sadece hikayenin sonunu merak ediyorum demiştim ya demeseymişim keşke insan sonunu bildiği şeyi niye merak eder ki geleceği düşünmeseymişim keşke sadece o anı yaşayıp mutlu olsaymışım her hareketinden bir anlam çıkarmaya çalışmasaymışım keşke gideceğini bile bile bu kadar çok sevmeseymişim tam bağlanmaya başlamışken sonunu anlayıp senden vazgeçmeseymişim keşke bekleseymişim seni 
Ne çeşit bir hissizlik bu bilmiyorum, tarif edemiyorum. Hem isteyip hem uzaklaşıyorum. Korktuğumdan ya da kaçmak istediğimden değil, sadece yeterince hissedemiyorum işte. Aslında bir daha hiç hissedemeyecekmiş gibiyim. Aklımı sürekli farklı şeylerle doldurmaya çalışıyorum. Ya onu öyle kabul edeceğim, yıpranmayı göze alacağım ya da söküp atacağım hiç bağlanmadan. Ama ne zaman koparıp atmaya kalksam bir şekilde hep ona varıyorum. Ve bu beni korkutuyor. Yine kendimle çeliştim değil mi? Olsun, var öyle bir şey.
Bana bıraktığı ne acı ne de anı’ydı. Üçüncü şansı hak etmediğine karar vermiş ve bitirmiştim. Tuhaf değil miydi peki? Başlayamadan bitmesi ve içimdeki bu garip his. Hem yorgun hem enerjik hem mutlu hem de mutsuz olmayı nasıl başarabiliyordum? Her şey hem onunla hem de onsuz nasıl olmuştu? Yazamıyordum, anlatamıyordum ve içimdeki tuhaflığı bir türlü dışarı atamıyordum. Onlarca cümleyi yazıp sonra silmek acıtmıyor muydu canımı? Özlüyor muydum, bir şeyler bekliyor muydum ondan? Bir adım atsa yeniden döner miydim? Benim olmasını istemişken, onunla kalmam için bunca şey yapmışken neden gidiyordum? Cevabını bilmiyorum. Bazen sınırlarınızı genişletmek, insanlara şans vermek sadece çok büyük yıkımların öncesinde her şeyin güzel olacağına olan inancınızdandır. Bazen her şey gerçekten çok güzel olabilir ama ya olmazsa? Ya kendinden verdiğin onca ödüne rağmen sonuca varamazsan? Aslında bu aşamada gerçekten seven bir insanın sonucu düşüneceğini sanmıyorum. Ama zamanında sevip, aklını bir adım öne koymayı başarmış her kadın, işte tam da bu yüzden daha eksik olmaya mecbur. İncineceksem başlamasın, başından bu kadar üzülüyorsam sonuna hiç varmayalım. Bitsin. Gitsin. Gitsin işte. Hiç tanışmamış, hiç konuşmamış gibi yokolsun. Tamamlanmamış şeyler insana daha acı verir derler. Pek katılmıyorum ben buna. Kokusunu içine çekmeden, sevmeden, yaşamadan, paylaşmadan… Hiçbiri olmadan uzaklaşmak çok daha kolay aslında. Bunun adı korkaklık mı onu da bilmiyorum. Oysa sevmeye çok hazırdım ve inanmıştım. Her şeyin bir sonu olduğunu bildiğim halde yaşamak istediğim halde içimdeki bu huzursuzluğun kaynağını çözemiyordum. Kimseye anlatamıyor, kimsenin anlamasını beklemiyor ve sadece uzaklaşıyordum. 

Ve geldin. Sana çok hazırken geldin. Tam seni isterken, yıllardır süren bekleyişim artık sona ersin isterken geldin. Öyle bir geldin ki, onca insan yığınının arasından   beni çekip, sadece sende kalmamı sağladın. Kafaya taktığım şeyler için yargılamadın hiç, yanında neysem o oldum. Sana en ufak bir yalan dahi söylemedim ve neysem o olmaya, sana asla yalan söylemeyeceğime yemin ettim.
Zaman, biliyorum zaman var. Ama zaman artık korkutmuyor beni, ben sana adım atmaktan korkmuyorum çünkü. Sadece bazen yazarken “içimde çok mu büyütüyorum acaba”, “acaba o öyle düşünüyor mu” diyorum. Sonra bu anlamsız soruları kendime sormaktan vazgeçiyorum. Tanıyorsun beni yazmadan yapamam, biliyorsun ve sana yazmayı çok sevdiğimin de farkındasın. Her geçen gün bir ayrıntı daha keşfediyoruz birbirimizde. Ve kelimeleri korkak kullanmamayı senden öğrendim ben, sen yüreğime hiç korku yerleştirmedin çünkü adam. Hiç planlar yapmadım sana bir şeyler söylerken, sadece ne hissettiysem onu söyledim. Gitmenden korktuğum için hislerime ket vurmadım ben çünkü, gitmeyeceksin, bunu biliyorum. Çünkü ellerin. Ellerinsiz yapamam. Seninle konuşmadığım gün, uyuyamam. Mükemmel uyumadığımız hiçbir gecenin sabahına mutlu uyanamam.
Ben elbette ki mükemmel değilim. Zorsun derler hep, gerçekten öyle miyim bilmiyorum.
 Bugüne kadar bana hiç kimsenin hissettirmediği şeyleri hissettiriyorsun sen. Çünkü bana sarılabilecek cümleler, güzellik kokan şarkılar ve mutlu zamanlar veriyorsun. Beni yormuyorsun hiç. Biz denen kavramı oluşturmamıza izin veriyorsun, bazen susup sadece gülümsesen de bana ne demek istediğini çok güzel anlatıyorsun. Acele etmiyorsun, zamanla daha da güzelleştiriyorsun her şeyi.
Aslında hep içimde tutmak istiyorum seni, hiç kimse adını bile bilmesin istiyorum, yazdıklarını okumasın. Belki bencil belki çok seven bir kadınım bilmiyorum ama, sen sadece benim ol istiyorum. Her geçen gün sana karşı içimdeki sevgi, saygı ve tüm güzellikler katlanarak artsın istiyorum.Her geçen gün biraz daha iyi tanıyayım biz’i. Her geçen gün yeni güzel anlar, sarılacak yeni cümlelerimiz olsun. 
Bakma böyle rahat yazdığıma, kendime çok şaşırıyorum. Çünkü ilk defa bunları, kendine yazıldığını aşikar bir şekilde bilen bir adama, hiç çekinmeden yazıyorum. Diyorum ya senden öncesinde çok ürkekmişim onu fark ediyorum. Kimse elimden tutup, böylesine güç vermemiş bana.Kimse su içerken bile, “ne güzel su içersin sen.” dememiş. Kimse “ biz yarın için bugünden mutluluk kazanıyoruz” dememiş.
Kimse böyle mutlu etmemiş 
Kimse evrence sevebileceğini hissettirmemiş.

27 Nisan 2013 Cumartesi

Neden birinin bakışlarına anlam yüklemeye çalışıyorum ki, suç benim.
Eski sevgilinin yeni sevgilisinin tivitleri mutlaka gizlidir.gidip feyk hesap acmak zorunda kalirsin.cunku orospuyu takip etmelisin.
sevdiğim ikinci adamsın sen ilkini sevdiğim gibi sevemem ki seni 
sevdiğim ikinci adamsın sen ilkinin yerini alamazsın
o öğretti bana sevmeyi o elimden tutup yürümeyi öğrettiği için sana koşabildim ben
gözlerin onun gözlerine benzediği için alamadım belkide gözlerimi senden
sevdiğim ikinci adamsın sen ilki gittikten sonra sevebildiğim tek adam
Biraz iyiyim galiba. Canım eskisi gibi yanmıyor,üzülmüyorum.Alıştım yokluğuna.Zor oldu ama alıştım.Görünce başımı falan çevirmiyorum aksine gözünün içine bakıyorum. Ayakta olduğumu bil sen olmadanda yaşayacağımı anla diye. Belki de geri dönmeni istiyorumdur ama bilemezsin. Sen yanındakilerle mutlusun bende kendimle.Bu sana yazdığım ilk yada son yazı değil. Sana yazmayı bırakmicam , yazıcam. Yazmalıyım ki en sonunda yazacak bir şey kalmasın. Önceki kadar olmasa da kötüyüm neden biliyor musun? SEN. Gözümün içine bakıyorsun , yanımdan geçiyorsun , aynı banka oturuyorsun. Böyle nereye kadar yaşar ki insan? Daha ne kaldı geriye? Duygularımı siktin resmen artık kime ne hissedeceğimi bilmiyorum. Ama gerçekten alıştım. Yokluğun daha iyi hatta. Hayatıma yeni birisini alamam , yerini dolduramam belki ama vazgeçebilirim senden. O kadar güçlüyüm. Dışardan gördüğün gibiyim şu aralar. MUTLU. Ama ne kadar mutluyum? Sadece 2-3 dakikalık o mutluluk. Bayadır konuşmuyoruz,konuşmayalım. Gel al anılarını,acılarını git. Git ki kendime gelebileyim. Git ki hayatıma devam edeyim. GİT.

26 Nisan 2013 Cuma

Belki bir kitapçıda karşılaşırız. Aynı kitaba, aynı anda atarız elimizi.

Aradan geçen onca zamandan sonra tekrar eskisi gibi baktım sana. Belki de kısacık bir zamanda ayağındaki ayakkabıdan yüzündeki çizgiye kadar inceledim. Tekrar ve son kez. Baktım yüzüne, gözlerine.. Bana ait hiçbir şey göremedim ve biliyor musun, bu benim canımı hiç yakmadı. Sadece bir an için canımı eskisi gibi yakamadığın için üzüldüm. Onca yaşanan şeyin artık sadece geçmişte kalan bir anı olmana üzüldüm. Yeni dank etti kafama sanırım. İnsan birine aşık olunca sahiden aptallaşıyormuş.
Eskiden gözüme hiç batmayan ve hatta o çok sevdiğim kusurların gözüme batar olmuş, beni rahatsız eder olmuş. Çok yazık. Senin eserin çünkü tüm bunlar. Ben seni tüm kusurlarınla sevebilmişken sen bunu denemedin bile. Halbuki seni hayatında mutluluk sarhoşu edebilecek kadar seven tek insan bendim. İstemedin. Biliyor musun, artık bende seni istemiyorum. Anıların hatırına, yaşananlara duyduğum saygıyla bakıyorum sadece sana.
bana uyuma konuşalım desen 3 gün uykusuz gezerim
Dünyanın en güzel gözlerine sahipti ama yanlış yere bakıyordu, işte.

23 Nisan 2013 Salı


Sever gibi yaptın, beni kendine inandırdın, sevdirdin, sonra da gittin.
Ben gitmez dedim, bırakıp gitmez dedim.
Ve sen beni yalancı çıkardın.
Gittin.
Gittiğin yollar, attığın adımlar, ben sana üzülürken aldığın nefesler…
Hepsinde ahım var. 
Sende ahım var.
Gittiğin yerde mutlu olama.
Bensiz olama.
1 gram bile sevmedi. Sen sevdiğini sandın, ama sevmedi. Hissettirdi sandın ama aslında hissettirmedi. Seni hiç özel biri yerine koymadı, ama sen öyle sandın. O güzel kelimeleri bir tek sana kullandı sandın ama senden önce bir sürü kişiye söyledi ve şu an bile söylüyor. Sadece sana sarılmadı, sadece senin kokunu içine çekmedi. Ama sen öyle sandın. Aptalsın çünkü, sadece aptal.
Aslında her zaman sevdik biribirimizi sonsuza kadar.Peki ayrıldığımız nokta neydi? Neden ayrılmıştık? Hiçbirini hatırlamıyorum bile.Sadece sana aşık olduğumu hatırlıyorum.Seni her şeyden çok sevdiğimi.Tatlı atışmalarımızı,sesini;bana aşkım diyişini hatırlıyorum.Peki sen ne hatırlıyorsun? Hiçbir şey değil mi? Belki de unuttun erkenden.Yeni birini buldun,ona ısındın.O eski günleri unuttun çabucak.Ama ben unutmadım.Asla unutamam.İyi ki vardın ve keşke halen olsan.
Hayattaki en kötü şey ne diye sorsalardı, onlara canınızdan çok sevdiğiniz insanın gözlerinizin önünde size karşı yabancılaşması derdim.
kimi sevsem sen
Bir de bir zamanlar hayatımdan öteye koyduğum adamı nasıl unutabilmişim ona şaşırıyorum. İlk önceleri kimseyle seninle yaşadıklarımı yaşayamam zannetmiştim.. Bir daha bu kadar çok sevemem sanmıştım. En önemlisi sevilemeyeceğimden ölesiye korktum. Sevildim mi bilmiyorum, sen bile beni sevdin mi hiç emin değilim ama şu bir gerçek ki kalbimin içinden geçen tek şey senle ilgili
Sırf sen kafa dağıtıcaksın, asıl sevdiğin kişiyi unutucaksın diye seni seven bir kızı kullanıp canını yakamazsın. Adamlık öyle olmuyor canım.

21 Nisan 2013 Pazar

Nedense her zaman yanımda parfümünün kokusunu alıyorum.
Başka ellere teslim ettik birbirimizi…İçimizdeki dolmayacak boşluklara doldurduk söylenecek sözleri ve çıktık ayrı yollara. Mutlu olacak mıydık,alışabilecek miydik yoksa pişmanlık mı saracaktı içimizi bilmiyorum. Gitmek istedin ne kadar engel olabilirdim ki? Tutsam kollarından suratına haykırsam gerçeği anlamazdın biliyorum,kim anlayabilirdi ki? Ama yine de görmeni isterdim gerçeği ve başımıza gelecekleri…
Canım yanıyor şimdi O’na her dokunduğundaBilsen için acırdı değil mi,öyle ya senin dokunmaya bile kıyamadığına başka biri dokunuyor şimdi. Durmadan gülümsüyorum mesela,“Her şey yolunda” der gibi. Sarıldığında gözlerimi kapatıyorum sen sarılıyormuşsun gibi hissetmek ve O’na aramızdaki şeyin gerçek olduğunu gösterebilmek için. Sen… Sen neler yapıyorsun sahi? Alıştın mı? Yolunda mı her şey? Mutlu olabildin mi? Yoksa geliyor muyum aklına bazen? Merak ediyorum acaba hiç “Şuan bana ihtiyacı olabilir mi” diye düşündün mü,aslına bakarsan sanmıyorum. Düşünsen yapardın öyle değil mi? Bu saatten sonra ne fark eder ki? Yeni bir hayat yolundayım,elimden başka bir adam tutuyor ve sen bunu bilmiyorsun. Bilsen engel olabilir miydin, geleceği tahmin edebilsen ne yapardın bilmiyorum. Artık merak da etmiyorum. İstediğini yapıyorum sadece gidiyorum…

20 Nisan 2013 Cumartesi

Seninle konuşmayı özledim.
geriye dönüp her şeyi düzeltmek isterdim
Seni anlayabilmesi için aynı acıyı yaşaması gerekiyordu.Ama o kimseyi bu kadar sevmemişti.
O çok sevdiğiniz insanın sizi başkasına tercih ettiğini fark ettiğinizde, yaşadığınız o hayal kırıklığını asla unutamazsınız.

Sonra test bile çözemez oluyosun.

19 Nisan 2013 Cuma

evet belki vazgeçtim belki çabalamadım ama pişman mıyım? hayır.hem zaten sende sevmemiştin

Keşke göz göze geldiğimizde kafamı çevirmek zorunda hissettiğim kişi olmasaydın.
Sevildim mi bilmiyorum, sen bile beni sevdin mi hiç emin değilim ama şu bir gerçek ki kalbimin içinden geçen tek şey senle ilgili.
Umursanmamak ayrı koyuyor,sevilmemek ayrı
İyi kitaplar dışında kimse elimden tutmadı.
Şimdi gelsen herkesi unuttursan bana
Biri hayatına geliyor; önce kendine alıştırıyor, sevdiriyor ve sonra siktir olup gidiyor. Sen de büyüyorsun.
Ne ara böyle olduk
ben bir erkek yüzünden tüm dünyası yıkılan kızlardan olmayacağım ben iyi olacağım
kendini sevdirdi,alıştırdı ve gitti

17 Nisan 2013 Çarşamba

o bana küçük bi umut verdi bense ona her şeyimi
gözlerinde anlam aramamak lazımmış.
Korkma beddua etmiyorum. Tutar biliyorsun, ben de biliyorum. O yüzden dudaklarımdan sana ait tek bir kötü cümlem yok. Ne de olsa bir zamanlar sevmiştim seni, yüreğime olan saygımdan mühürlendi sesim. Hakkında tek bir kötü cümlem yok. Hırsım, intikamım, öfkem, kinim, hiçbiri yok. Merhametim de yok! Bu bile öldürebilir aslında adam olanı, neyse ki sen adam değilsin, sıkma canını.
Bilmiyorsun. Sevmenin ne demek olduğunu bilmediğin gibi seni nasıl özlediğimide bilmiyorsun. İçimin seninle dolup taştığını bilmiyorsun. Adını duyduğumda gözlerimin nasıl dolduğunu bilmiyorsun. Sana benzeyen birisini gördüğümde ne hale geldiğimi bilmiyorsun. Durup dururken burnumda oluşan sızıyı bilmiyorsun. Mesaj atmanı nasıl beklediğimi bilmiyorsun. Seninle kurduğum hayalleri bilmiyorsun. Keşke bilsen.

15 Nisan 2013 Pazartesi

SEN BİRİSİNE BAKMADIĞIN HALDE O KİŞİ SENİN ONA BAKTIĞINI SANIR YA, HALBUKİ BEN ONA BAKMIYODUM Bİ AN GÖZÜM ONA DENK GELDİ ONA BAKTIĞIMI SANDI ŞİMDİ ONA AŞIK OLDUĞUMU ONDAN HOŞLANDIĞIMI FALAN SANIC... BEN FAZLA PARANOYAK Bİ İNSANIM GALİBA
Bana aitsin ama haberin yok.
Canın yandığında koştuğun adam da canını yakınca, nereye gideceğini bilmiyor insan

Bi gram bi şey yok.
Ne aşk ne nefret.
Ama arada aklına geliyor işte.
özlüyor insan.
Kolay mi sanıyosun ki;  Seni deli gibi seven,
Senin deli gibi sevdiğin,
Başkasıyla  ve gözünün önünde 
Kolay degil.

13 Nisan 2013 Cumartesi

ben sana kitaplar yazdım sen görmedin.

sende seversin sanmıştım biliyorum sevmedin.Ben senin için üzülürken sen başka bi kadın için üzüldün başka bi kadını sevdin başka bi kadına gülümsedin belkide onun için ağladın her ne hissettiysen benim için o daha fazlasını yaşattı sanırım.ama ben artık kabullendim senin gittiğini,benim olmadığını,beni sevmediğini hepsini kabullendim.Şimdi git ben bu kadar iyileşmişken unutmuşken seni tamamen çık hayatımdan yanından geçerken kokun burnuma gelince,sesini duyunca üzülmek istemiyorum ben.seni onu severken görünce ağlamakta istemiyorum bana baktığın gibi ona baktığını görmekte istemiyorum şimdi gerçekten git ben iyiyim.




Gitti.Dönmedi.Hiçbir şey eskisi gibi olmadı.Değişti.Değiştim.Ellerimi kimse tutmadı.Başkasına dokundu.Üşüdüm.Başkasına sarıldı.Kendimi ona adadım.Hayatımı sikti.Onun için ağladım.Onun için ağladı.Beni sevmesini istedim.Benden gitti.Hayatımda tanıdığım en orospu çocuğu insandı.Ama..Onu sevdim.
Hiçbir şeye değil de, sana benden başkası dokunacak ya ; ona üzülüyorum.
Sanki hala benimmişsin gibi.
Düşünüyorum da, yanından geçerken kolu senin koluna değen bir kadın bile benden daha şanslı şimdi.

12 Nisan 2013 Cuma


Geçen zaman umrumda değil sen hayatımdan çıktığın günden beri her gece aynı şeyi düşünerek uykuya dalıyorum yada en doğrusu düşünce sarhoşluğundan sızıp kalıyorum. Ne oldu? Ne oldu da her şey bir anda tepe takla geldi? Ne oldu da mesafeler bizim aramızdan çıkıp kalplerimizin arasına girdi? Geçerli sebepler arıyorum kendimce gidişine mantıklı bir açıklama getirirsem canım daha az yanıcak gibi geliyor. Bir sebebi olmalı diyorum ama o kadar çıkmazdayım, o kadar karanlıktayım ki o doğruyu bir türlü bulamıyorum. Her şeyin yalan olabileceğini, yaşadığımızın evcilik oyunundan farksız olduğunu düşünemiyorum. Bu düşünce öyle ağır ki ne zaman aklımın kıyısına uğrasa biri kalbimi paramparça ediyor gibi hissediyorum. 
Sen benim için özeldin, farklıydın aklına gelirse işte. Herkesin hayatında olması gereken, kimseye anlatamadıklarını anlattığı insanlardandın. Kimden, neyden kaçsam sığındığım sen oluyordun. Peki senin acınla kime sığınacağım? Kime anlatabilirim ki bu derin acıyı. Kim anlar?
İnsanlar için her şey çok basit, sen aldırma derdin. Senin içinde basit şeyler varmış, göremedim.
Ve o hayatına devam ediyor bense sadece nefes alıyorum.

“Boynun diyorum en güzel kent.”

Neler yaptın görüşmeyeli? Neler değişti hayatında? Benim için her şey aynı. Günler yine anlamsız bir sıralamadan ibaret benim için. Güneş yine aynı doğup batıyor. Karanlık yine aynı çöküyor geceme. Aklının kenarında oturup ölümü beklemeye devam ediyorum. Bu eylemi sürekli gerçekleştiriyorum bu ara. Aklına geliyor olmam benim için geçerli bir ölüm sebebidir. Çünkü bir anlamı olur ölmemin. Kalbimi eline al. Evet, sevgilim hatırla beni. Hatırla beni bir yağmur şehre inerken. Hatırlamak güzel eylem, hatırlanmakta bir o kadar güzeldir eminim. Sana sormalı? Gülüşünün kıyısından öpüyorum sevgilim. Anla beni. Sevda saç tellerine asılı bir şiir şimdi. Tut ellerimden, huzura yürüyelim. Yolun uzunluğu beni kaygılandırmıyor. Hem de hiç. Yolun uzunluğun bir önemi yok sana çıkıyorsa şayet. Sevgilim, mimiklerini ezberlemek isteyen bir adamım ben. Beni yanlış anlama. Sen çok güzelsin. İnan bana. Şiiri yazan benim şiiri şiir yapansa sen. Bu satırların altında kokun yatıyor. Kelimelerim her zamanki gibi sen kokuyor. 

Bazen garip bir hâl alıyor bu durum sevgilim. Yokluğunun varlığından bir farkını göremiyorum. Aslında gelmeni istiyor muyum onu bile bilmiyorum. Neredesin sen? Aklımı karıştırıyorsun. Bunu yapma. Sebepsizce. Bu öyle bir his ki sevgilim, seni yanımda istiyorum. Uyanıkken, uyurken; yemek yerken, tokken; dışarı çıkarken, içeri girerken. Sevgilim anla beni bu kadar uzaklık fazla bana. Gözlerin benim ilacım. Yan etkisiyse hayalin. Ama diyorum ki sen hep yanımda olursan bu fazla dozdan intihara girmez mi? Korkuyorum sanma. Böyle düşünmeni istemem. Gerçekten. Rakı sofrasında sabahlamak istiyorum seninle. Sana olan bu sevgi kabarıklığımı mazur gör. Dizlerinde uyut beni. Kokun karışsın kokuma, yayılsın odama. Dertlerimi terk edeyim öpüşlerinde. Öpüşlerinde binlerce düşü yüzdürüyorsun aklımın kıyılarında. Bunu başarıyorsun. Hiç zorlanmadan. 

“Bir şiiri bırakamadım, bir de seni.” 

Sevgilim bağışla beni, ben bir Kafka değilim. “…yanımda yürüyordun Milena. Düşünsene, yanımda yürümüştün.”  tarzında bir cümle kuramam sana. Çünkü biz seninle hiç yola çıkmadık. Sevgilim bağışla beni, ben bir Onur Ünlü olamam. Bağışla beni sana “Ayakkabılarını kapımın önünde görmeyi istiyorum! Çünkü bu, seni seviyorumun içine nal salmak demektir.” tadında bir cümle de sarf edemem. Çünkü biz seninle hiç yan yana gelmedik. Üzgünüm.

Gülüşün baharın habercisi. Öyle güzel gülüyorsun ki dengemi kaybedecek gibi oluyorum. Bilirsin ben hüznünü içine atan bir adamım. Gelmek istersen bir şiirin ucuna oturmuş seni bekliyor olacağım. Ama beklemek zor eylem, beni yorma sevgilim. Paramparçayım.

Ben şimdilerde her şeyi sana bağlıyorum iyi mi. Durup durup seviyorum işte. Bir acayip oldum, gözüm kimseyi görmüyor. Kimse çalmasın kapımı istiyorum. 
Nerdesin, nasılsın, ne yapıyorsun bilmiyorum ama seni çok özlüyorum.

Hiç yanımda olmamana rağmen hep aklımda olman 
tuhaf, değil mi? Seni senden nefret ederken bile sevdim. Çok sevdim. Sonra gülüşün geldi aklıma, ve sonra dedim ki yine gelsen yine severim seni.
Güzel şeyler olur belki. Sen gel bence.

Yoruldum artık. Her şey yolundaymış gibi yapmaktan yoruldum. Her şey yolundaymış gibi yapamıyorum çünkü öyle değil. Asla da olmayacak.
En büyük umudum ne biliyor musun? İki yaralı kalp bir sağlam kalp eder.Biliyorum.
Ne yapayım yanı sevgili? Senin gerçeklerin varsa benimde hayallerim var. Üzgünüm seveceğim.
Yoruldum, kırıldım, yeri geldi acı çektim. Ama nefes almaktan vazgeçmedim ki sevgili, seni sevmekten vazgeçeyim?
Belki bir gün tesadüfen karşılarız kim bilir.

Sen gittin..
Sonra herkes, herşey değişti.
Sen gittin yerini sonu gelmeyen geceler, acılar ,kırılganlıklar doldurdu.
Sen gittin renkler,kokular hissedilmez oldu.
Sen gittin ben kaldım.
Ben hep kaldım.
Kaldım ve kırılmış parçalarımı topladım ruhumdan.
Kaldım ve bir insanın ne kadar parça pinçik olabileceğini gördüm.

Bitti mi demeliyim yoksa hiç başlamadı zaten diye mi düşüneyim bilmiyorum. Bildiğim tek şey tükenmiş bir şeyler. Saygıyı bile kaybetmişiz birbirimize karşı. Belki de hiç saygı duymamışız birbirimize. Üzmekten korkmamışız belki. Belki korktuğumuz şeyi yaşatmışız. Bile bile lades demişiz belki. Bilmiyorum.
Tükenmişiz işte.Yok olmuşuz. Hiç gelmeden hep gitmelerin kurbanı olmuşuz. Biz olamadan daha hiç olmuşuz. Ya da belki sana bir şey olmamış, olan bana olmuş. İlk hayalim ilk hayal kırıklığım olmuş. Ne kadar zormuş..
Şimdi sana yemin ederim umurumda değil. Gelip gelmeyişin falan önemsiz ayrıntılar artık benim için. Hiç sevmemişsin. Hiçbir şey hissetmemişsin. Ben seni kendimden daha çok severken sen bu sevgiyi fark etmemişsin. Yazık. Sana değil, bana yazık. Bana sen değil, bana ben çok yazık etmişim.
Şimdi daha iyi ama her şey. Yaşamak için sana ihtiyacım olmadığını fark ettim geç de olsa. Başkasının eli de tutulabilirmiş, başkasına da sarılınabilirmiş hiç bırakmayacak gibi. Başkasının kokusu da ezberlenebilirmiş. Senden öğrendim.
Belki de kötü biri değilsin ama aşk adamı da değilmişsin. O yüzden seni rahatsız eden, bana acı veren sana verdiğim bu değeri aldım seni geride bırakmaya ilk adımlarımı atıyorum. Artık başkasıyla gülebiliyorum.
Bir bilet bu yazım artık sana. Tek yön. Dönüş yok. Sadece gidiş. Gidiyorum. Yanıma yaşattığın, bana kattığın her şeyi aldım. Seni rahatsız edecek bir hayal kırıntısı bile bırakmadım. Arkama bakma zamanı da değil, gitme diyecek kimse yok geride. Ben sadece gidiyorum. Bir daha sana geri dönmemek üzere.
Hoşça kal..
evet belki ondan sonra bi çok kişiyi hayatıma sokmaya çalıştım ama yapamadım onu sevdiğim gibi sevemedim hiç kimseyi onlarda beni sevemedi zaten belkide sevdiler ama onun gibi değildi hiç biri

7 Nisan 2013 Pazar

bugün...Tekrardan yaşamak istediğim tek tarih. Senin beni deli gibi sevdiğin, her zaman yanımda olduğun, birbirimize aşık olduğumuz, birbirimizi tamamladığımız koskoca 1 yılın başladığı o özel tarih.
 1 yılı geçti ben hala bıraktığın yerdeyim. Eskisi gibiyim. Sen belkide unuttun beni tamamen di mi? Sildin bütün her şeyi. Tekrar seni kazanmak için ne kadar çabaladıysam boşuna, olmadı olmuyo. Gerçekten benimde seni unutmam mı gerekiyo? Ne kadar bu gerçeğin farkında olsamda yapmak istemiyorum. Hem unutmak isteyince unutamıyo ki insan. Çok istedim bunu.  Hala bekliyorum mal gibi, bende gururun g sini bırakmayan seni bekliyorum. Çünkü ben aptalım salağım. Başka bi açıklaması var mı istenmediğini bile bile beklemenin?
Hatırlasana o günleri. Biliyorum sende unutmadın en az benim kadar hatırlıyosun sende.   İnsan ne kadar isterse istesin geri dönüşü olmayan hataların bedelini çok ağır ödüyo. Hiç acı çekmediğim kadar çektim, daha önce hiç ağlamadığım kadar ağladım. Peki bunlardan senin haberin oldu mu? Yanımda mıydın? Bana okadar sözleri veren her zaman yanımda olucağına dair yeminler eden o adam sanki hiç bişey söylememiş gibi gitti. En çokta bu üzdü bu acıttı canımı, hiç bi şey yaşanmamış hiç bişey için yemin etmemişsin gibi davranman.  Seni o kadar çok özledim kii. Hem biz birbirimize çok benziyoruz, çok ta yakışıyoduk mesela tuttuduğumuz takım. Ne biliyim seni bana hatırlatan o kadar çok şey var ki etrafımda istesemde olmuyo unutamıyorum. Zaten unutmakta istemiyorum. Yaşattığın acıdan bile mutluluk duyarken unutup seni silmek, hayatım boyunca en çok sevdiğine inandığım o adamı kaybetmek istemiyorum. sanırım biz tamamen bittik.. 

Cem Adrian
Dünya üzerinde en aşık olunabilecek adam. Tabi çok farklı bir anı Cem Adrian aşkı bende bambaşka bir şey anlatsam da anlamayacak kimse. İstesem de dökülemez ağzımdan en iyi kelimeler. Anlatırsam ölür içimde bir şeyler sadece en sevdiğim ve en anladığım müzik demek zayıf kalır Cem Adrian‘ın yanında. O yüzden ben onun şarkılarını anlamıyorum , hissediyorum ve bu hepsinden daha gerçek.
Gerçek bir aşk Cem Adrian. Masal kadar güzel. Bir gün onu tanıdım en sevdiğim kitabın en güzel cümlesini okurken benimle birlikte Cem Adrian‘da okudu o cümleyi “Sen gidersen , ben kalırım.” dedik ikimiz de. O an anladım , hissettim , duydum , gördüm Cem Adrian‘ı.
Her şeyden farklı , herkesle bir olan insanı. Onun her şarkısı farklı ama her şarkısında biraz bulursun kendini. Bambaşka bir sestir , bambaşka bir aşk , bambaşka bir his. Onu dinledikten sonra gerisi hiçtir.Düşündüm kendi kendime böyle biri efsane olmalı insanlar böyle birine aşık olmalı böyle biri dinlenmeli. Her şeyinle her şeyimizsin Cem Adrian.

Söylediğim anlatmak istediğim bu sana.
Gittin,çok uzun süre benimleydin.
O uzun süre zarfında ben sana alıştım hareketlerine sözlerine
Artık her davranışını ezberlemiştim,tepkilerini adım gibi biliyordum
Sende benim ne istediğimi biliyordun,hep öyle davranırdın
Ama şimdi bir başkasına git diyorsun,bitti diyorsun
O beni senin kadar iyi tanıyacak mı,senin bana hissettirdiğin güveni hissetirebilecek mi
Her şeyi sil baştan yaptırmak zorunda bırakacaksın beni
Ona önce her şeyimi anlatmam gerekir,ama ben istemiyorum
Çünkü bu yorucu,ve ben ne yaparsam yapayım senden vazgeçemeyeceğim
Bir şey yaptığımda karşı tarafın seninle aynı tepkiyi vermesini bekleyeceğim çünkü ben öyle alışmıştım
Ama o farklı bir tepki verecek farklı şeyler söyleyecek ve bütün umutlarım ümitlerim yıkılacak
Bunu yapma bana,her gün içten içe öldürme beni

6 Nisan 2013 Cumartesi

Özür dilerim.
Hayatına pat diye girdiğim için özür dilerim. 
Her şeyde seni suçlamak anlamsız. Bende hatalıyım.
Bana gösterdiğin 2 gramlık ilgiyi ben yanlış anlamışım mesela.
Özeldin benim için. Yani ses tonun bile anlamlıydı.
Şimdilerden dönüp bakıyorum geçmişe ama ortada ele alınacak hiçbir şey yok. Sevgi desen yok. İlgi desen yok. Sen yoksun.
Aslında suç sende değil bende. Niye bağlandım ki bu kadar sana? Neyini sevdim ki ? Niye bu kadar aptallık yaptım? Geceleri iyi geceler demeni beklerdim , demediğin geceler uyumazdım. Sabah günaydın derdin tüm gece uyumamış olsamda belli etmezdim sana.
Yazamıyorum ki hiçbir şey. Her şeyi sıfırladın biranda.. Ama umrumda değilsin artık. Onunla olman , öpmen umrumda değil. Ben kendime kızıyorum. Niye sana bu kadar değer vermişim? Ama sende seviyor gibiydin.Anlamıyorum,anlam bile veremiyorum.Madem başkasını seviyordun niye bana umut verdin piç? Niye benim hayatımı sikip gittin. Aa pardon ben girdim senin hayatına. Ama ilk sen güldün bana,ilk sen mesaj attın,ilk sen ilgi gösterdin. Ama canım ilk günkü gibi yanmıyor artık.Seni görünce kalbimde bir yerler sızlıyor ama o da olsun. Unutmaya çalışıyorum diyemem çünkü ne yaparsam yapim unutamayacağımı biliyorum. Çabalamıyorum unutmak için artık. Mesela bunları yazarken bir çok cümleyi siliyorum çünkü eğer yazarsam farklı anlamlar çıkacak ortaya. Kalbine 2 kişiyi nasıl sığdırdın ? Zor olmadımı? Sana artık bir şey demek gelmiyor içimden. Sayende yavaş yavaş iyileşiyorum.
bazen diyorum ki keşke o gün orada olmasaydım tanışmasaydım seninle bazende iyiki diyorum iyiki o gün ordaymışım garip
Yorulduğumun farkındasındır umarım.Hergünüm seninle aynı çatı altında geçiyor.Aynı koridoru paylaşıyoruz,aynı nefesi alıyoruz.Aynı merdivenden ayrı ayrı iniyoruz.Canımın acıdığınında farkındasındır umarım.Yanımdan her geçişinde bende kendimden geçiyorum.Yoruldum evet seni başkasının yanında görmek çok yordu beni.Onunla yanyana oturman,elini tutman tüm duygularımın amına koydu.Ama alışıyorum galiba yalnızlığa. Daha ne kadar yanabilir canım? Daha ne kadar zarar görebilirim ki? Daha ne kadar bitirebilirsin ki beni? Dipteyim,sondayım. Ve bunun en iyi yanı ne biliyor musun? Rahatım. Çünkü zaten dipteyken kaybedecek hiçbir şey kalmıyor.

5 Nisan 2013 Cuma

Gel hesap ver şimdi bana.
Kalbine 2 kişiyi nasıl sığdırdın ?
Terk edilişim ilk değil.
Alışırım.
Şimdi sen bu yazıyı okumuyorsun.Okuma zaten kaldıramazsın. Beni ne kadar kırdığın umrunda değil dimi? Duygularıma verdiğin zararın farkında değilsin dimi? Bende öyle düşünüyordum zaten. Şimdi önemde resmin var ve ben sana bakarken garip oluyorum. Önceden hiç olmadan gözüne bakınca bir şeyleri anlayabiliyordum. Ama şimdi? Nefes bile alamıyorum artık sayende. Okul dediğin yer benim için işkenceden ibaret. Sen benim yaşadıklarımın gramını yaşasaydın belki anlardın biraz. Okula girince seni onunla görmek nasıl bir duygu biliyor musun? Nerden bileceksin ki. Anca yanındakiyle gülmeyi bilirsin sen. Hayatımı alt üst ettin Öyle böyle değil çok kötüyüm. Üzülüyorum kırılıyorum demek yetersiz kalıyor. Yaşayan ölü oldum senin yüzünden. Sana her günüm nasıl geçiyor anlatim mi? Sabah kalkıyorum , hayata söverek güne başlıyorum. Seni onunla düşünüyorum her gün , onun yanında. Sonra aynaya bakıyorum ne kadar çökmüşüm diye. Bazende daha ne kadar kötü olabilirim diyorum.Elimi yüzümü yıkıyorum ama geçmiyor. Yokluğun gözlerimin derinliklerine yerleşmiş sanki. Hissediyorum seni,her nefeste. Sonra yola çıkıyorum, yürüyorum. Ayaklarım gelmek istemiyor oraya. Gerisin geri dönmek istiyorum ama olmuyor. Okulun önüne gelince derin bir nefes alıyorum ve kapıda direkt sen çıkıyorsun karşıma. O an kendime söylediğim sözler anlamsız kalıyor. Gözlerin gözlerime değince eriyorum sanki. Sonra yukarı çıkıyorum , merdivenlerden öyle hızlı çıkıyorum ki kalbim çalışmayı bırakıp duracak zannedersin. Oturuyorum yerime. Sonra başımı sıraya koyuyorum ağlıyorum. Kendime acıyorum. Sen sevgilim dediğin kızla oturmuş konuşurken ben yukarda ağlıyor oluyorum. Ama umrundamı? Hayır. Sonra arkadaşlarım geliyor. Sıkıca sarılıyorum onlara sonrası malum..
Hüngür hüngür ağlıyorum. Onlarda üzülüyor benimle. Sonra elimi yüzümü yıkıyorum ve yine seninle karşılaşıyorum.Kalbim artık sadece kan pompalıyor. Sonra tüm gün karşıma çıkıyorsun ama umrumda olmuyorsun? Çünkü sabahın köründe sıçıyorsun zaten hayatıma. 2-3 ders sonra alışıyorum yaşananlara. Sonra yine bir şey oluyor. Gidişin geliyor aklıma, al götüne sok böyle duyguları. Ağlamak yok diyorum ama ağlıyorum. Ama artık önceki kadar acımıyor kalbim. Görevini yerine getirmekle meşgul. Sevmek falanda istemiyorum artık. Benim tüm günüm böyle geçiyor işte. Sen , yokluğun , sevgilin , yaptığın İbnelikler.
Artık siklemiyorum seni. Önemsenecek bir tarafın yok çünkü.


-Z.A