30 Kasım 2012 Cuma

Ben, bugün senin olmamı istediğin kadın değilim. Ben bugün o hayalinde yarattığın mükemmel kadından kilometrelerce uzağım. Ben, olmak istediğim kadınım. Senin sevemeyeceğin ama benim kendime hayran olacağım bir kadın. Belki de elini uzatıp dudaklarıma dokunmaktan başka hiç bir şey yapmak istemediğin sana göre aptal bana göre dünyanın en akıllı kadınıyım. Ben bugün o melek değilim. Ben şeytana pabucunu ters giydiren kötü kadınlardanım. Ben aynaya baktığımda görmek istediğim bir kadını görüyorum. Senin istediğini değil. Ben bugün, keşkelerimin eseriyim. Ben, senin tanıdık pişmanlığınım. Ve asla bana dokunamayacak olmanın verdiği hüzünle baş başa bırakmak için ben bugün buradayım. Ve yarın burada olmayacağım. Ben bugün buradayım, sadece yarattığım adamı kahkahalarla izlemek için. Ben bugün küçük kötü kadınım. Ve sen bugün benim için anlamsız tek adamsın.
Eğer ben o adamı senin ellerine teslim ediyorsam, istediğimi elde etmiş olduğumdandır
Anıları düşünmek canımı yakıyor. Aynı şeyleri tekrar yaşamanın imkansızlığı, beni öldürüyor
Sanırım çevremde ki çoğu kızdan en büyük farkım, onlar saçma salak takılara para verirken ben hep en güzel kitapları satın alıyorum. 

24 Kasım 2012 Cumartesi

Kitap Okuyan Bir Kızla Birlikte Ol


Okuyan bir kızla çık. Parasını kıyafet yerine kitaplara harcayan bir kızla çık. Dolap boşluğuyla ilgili problemler yaşar, çünkü çok fazla kitabı vardır. Okumak istediği kitaplar listesi olan, 12 yaşından beri kütüphane kartı olan bir kızla çık.
Okuyan bir kız bul. Okuyan bir kız olduğunu çantasında her zaman okumakta olduğu bir kitabı olmasından anlayabilirsin. Kitapçıda, sevgiyle raflara bakan ve aradığı kitabı bulduğunda sessizce çığlık atandır o. Sahafta, eski bir kitabın sayfalarını koklayan o tuhaf hatunu gördün mü? İşte o okurdur. Hiçbir zaman sayfaları koklamadan edemezler, hele bir de sayfalar sararmışsa.
Sokağın aşağısındaki kahve dükkanında beklerken okuyan kızdır o. Eğer fincanını dikizlersen, sütsüz kremasının fincanın üzerinde süzüldüğünü görürsün çünkü o bir şekilde çoktan dalıp gitmiştir. Yazarın yarattığı o dünyada kabolmuştur. Otur yanına. Okuyan kızlar rahatsız edilmek istemediğinden sana şöyle bir ters ters bakabilir. Ona kitabı sevip sevmediğini sor.
Ona bir fincan kahve daha ısmarla.
Oğuz Atay* hakkında ne düşündüğünü söyle. Kardeşliğin(LotR) ilk bölümünü bitirip bitirmediğini öğren. Eğer James Joyce’un Ulyssess’ini anladığını söylüyorsa, anla ki bunu sadece entellektüel görünmek için söylüyordur. Ona Alice’i sevip sevmediğini veya Alice olmak isteyip istemediğini sor.
Kitap okuyan bir kızla olmak kolaydır. Doğumgününde, yılbaşında ve yıldönümlerinde ona kitap ver. Ona sözcükler hediye et şiirlerden, şarkılardan. Ona Turgut Uyar*, Ümit Yaşar Oğuzcan*, Cemal Süreya* hediye et. Onun kelimelerin aşk olduğunu anladığını bilmesine izin ver.Gerçek hayatla kitaplar arasındaki farkı biliyordur, ama yine de hayatını en sevdiği kitaptakine biraz olsun benzetmeye çalışacaktır, anla. Bunu yapması hiç bir zaman senin hatan değildir.
Bir şekilde bunu deneyecektir.
Ona yalan söyle. Eğer cümle yapısından anlıyorsa, yalan söyleme ihtiyacını anlayacaktır. Kelimelerin arkasında başka şeyler de vardır: niyet, değer, ayrıntılar, diyalog… Dünyanın sonu olmayacaktır.
Hayal kırıklığına uğrat, bırak onu. Çünkü okuyan bir kız hayal kırıklıklarının her zaman zirveye çıkacağını bilir. Çünkü her şeyin bir sonu olacağını anlamıştırHer zaman bir sonuç yazabileceğini, tekrar tekrar başlayıp hâlâ kahraman olabileceğini; hayatta bir iki kötü adama mutlaka yer olduğunu..
Neden olmadığın şeyler için korkasın? Kİtap okuyan kızlar insanların da tıpkı karakterler gibi gelişip, değiştiklerini anlarlar. Twilight serisindekiler hariç
Eğer okuyan bir kız bulursan, yakınında kal. Onu gecenin ikisinde bir kitabı göğsüne bastırmış ve ağlarken bulduğunda, ona bir fincan çay yap ve sarıl. Belki onu bir kaç saatliğine kaybedebilirsin, ama her zaman sana dönecektir. Kitaptaki karakterlerden sanki gerçeklermişçesine bahsedecektir, çünkü bir süreliğine de olsa, gerçektirler.
Ona bir sıcak hava balonunda ya da bir rock konserinde evlenme teklif et. Ya da bir dahaki sefere hastalandığında, gayet gelişigüzel bir şekilde Skype üzerinden.
Öyle şiddetli güleceksin ki neden kalbinin infilak edip de göğsünü kan içerisinde bırakmadığını merak edeceksin. Hayat hikayenizi yazacaksınız, garip isimleri ve hatta garip beğenileri olan çocuklarınız olacak. Çocuklarınıza Şapkalı Kediyi ve Aslan’ı anlatacak, belki de aynı gün içerisinde. Yaşlandığınızda birlikte yürüyeceksiniz kış mevsimlerinde ve sen botlarındaki karı temizlerken, o mırıldanarak şiirler okuyacak ezberinden.
Kitap okuyan bir kızla ol, çünkü bunu hak ediyorsun. Hayal edebileceğin en renkli hayatı sana verebilecek bir kızı hak ediyorsun. Eğer ona monotonluk, kayıp saatler ve yarım yamalak planlar, öneriler vereceksen; yalnız kalman daha iyidir. Eğer dünyayı ve onun ardındaki dünyaları istiyorsan, kitap okuyan bir kızla çık.
Ya da daha iyisi, yazan bir kızla çık.
senden başka herkesin olduğu bir şehirdeyim
Elimi uzatsam dokunacak gibiydim sana, sonra kilometrelerce uzaklığın aklıma geldi. Mesafeler hissetmemi engelleyemezdi, ama dokunamıyordum. Sesini duymalıydım, belkide bu güneşi beraber izlemeliydik. Önce aramızdaki şehirlerden nefret ettim, sonra kendimden. Yanında olamadığım için.
Ben çok yorgunum biliyor musun? Her gün özlemekten yoruldum. Seninle konuşamadığım için. Beni sevmediğin için kendime kızıyorum. Aslında “iyi değilim ben” demek istiyorum. Çünkü yoksun.
Neden senin olduğun yerde değilim?
sen yoksan bu şehir bana ne yaşatabilir ki?
evet gizleyemiyorum artık...çok güçsüzüm biraz olsun gözlerine bakıp toparlanmaya ihtiyacım var çok sensiz kaldım bu şehirde
Her sabah aynı şehirde olduğumuzu bilerek uyanmak istiyorum
her şey seni bekliyor her şey gelmeni.

Hiç anlamı yokken aklına geleyim ve huzurunu kaçırayım istiyorum. Yaşayamadıklarımızı düşünüp üzül istiyorum.Sabah uyanınca aynı şehirde olamayışımızı düşünüp üzül istiyorum. Arkadaşlarından biri benim adım geçen bir cümle kurduğunda onlara kız,bağır,çağır istiyorum.Yan yana olan mutlu çiftleri görünce üzül istiyorum.Sana hiç sarılamayışımı düşünüp kendini suçla istiyorum. ”Yanında olmak istiyorum.” diyerek hıçkırıklara boğul,ağlayarak uyu istiyorum.
Neden biliyor musun?
Çünkü aynılarını ben de yaşıyorum.
Yalnız olmak istemiyorum.
”Yalnız
üzülmek
istemiyorum.” 

16 Kasım 2012 Cuma

bir adam yüzünden bir şehre aşık olma, bir şehir yüzünden bir adama aşık ol.
Gelmeyeceğini bilsemde bekliyorum. Çünkü beklemek seçeneği her zaman elimin altında. Çünkü çaresizlik beklemeyi öğretti bana. Çünkü beklemek bir umut. Ufakta olsa bir umut. Hayatta kaybedeceğime inandığım her şey için bekledim ben. Kötü geçen sınavın sonuçlarını bekledim. Saat gece yarısını geçmişti ve ben durakta otobüs bekledim. Beklenmedik kişiden beklenmedik mesajı bekledim. Şimdi ise seni tekrar görmeyi istiyorum. Hem de hiçbir çaba harcamadan. Bulunduğum yerden zerre kadar kıpırdamadan. Seni görmek için hiçbir mesafe katetmiyorum. Çünkü biliyorsun beklemek çaresiz insanların tercihi. Çünkü beklemek her zaman elimin altında, çünkü elin hiçbir zaman elimin altında değil...

15 Kasım 2012 Perşembe


  • - Unuttunmu onu?
  • + Evet evet unuttum. Yüzünü unuttum önce. Sesini unuttum sonra. Hatta adını bile unuttum zamanla. Ama acısı hala buralarda bi yerde.
Sonra bir gün pişman oldum. Keşke dedim, keşke bu kadar sevmeseydim seni. Bu kadar ait olmasaydım sana, bu kadar dolu dolu yaşamasaydım seni, bu kadar beklemeseydim, affetmeseydim, özlemeseydim.. Ve daha tonla şey işte.
Unut. Unutamam dediğin ne varsa, hepsini unut. Hatırlamak yorar insanı.
Biliyorsun, yanına gelmem mümkün değil...
Uzağız birbirimize... Kentler, mesafeler değil aslında mesele; aramızda çok daha fazlası var... Karşı gelemediğimiz, birbirimize karışmamıza engel olan birçok şey var...

14 Kasım 2012 Çarşamba

Vazgeçmenin tam vakti şimdi. Eğer şimdi gerçekleştirmez isen bu eylemi daha sonra çok acıyacak kalbin. Daha çok kırılacak. Sevdiğin adamdan bu kadar uzakken, alışmışken yokluğuna, özlemiyor iken eskisi kadar, sesini duymayalı aylar olmuşken. Bu kadar şey saydım da,unutmuşken diyemedim. Unutulmaz çünkü bilirim. En ufak bir anı kalır da unutulmaz. Bir yerlerden hatırlarsın illa. Aşkın olağan kurallarından biri bu. Belki üzücü belki yorucu. Ama var olan gerçek bu. Ve ne kadar çok sevmiş isen o kadar zor unutursun. 

Yanında olsa hiç bırakmazcasına sarılmak istediğin o kişi, nedense hep uzaklarda oluyor. Belkide kilometrelerce uzaklarda. Bazen yatağına uzandığında diyosun ki; ona dokunan insanlar var ve onlar ne kadar şanslı olduklarının farkında bile değiller. İşte bu cümlen bile senin onu ne kadar sahiplenmek istediğin gösterir. Ve ona ne kadar ait olduğunu. Ait olmak istediğini.
Birileri nedense hep uzakta. Dokunamayacağın, sarılamayacağın, öpemeyeceğin, en önemlisi sahiplenemeyeceğin kadar uzaktalar. Ve hatta birileri onu her gün görüyor. Her gün dokunuyor. Ve dediğin gibi; birileri sırf bu yüzden çok şanslı

11 Kasım 2012 Pazar

Bazen sana çok kızıyorum. Bazen tüm gücüm tükenene kadar vurmak istiyorum sana, öfkemi kusana kadar durmadan küfretmek belki de. Asla tam olarak gidemeyişinin beni ne kadar yorduğunun, yıprattığının farkında değil misin? Gidiyorsun, gidiyormuş gibi yapıyorsun. Günler, haftalar geçiyor aradan. Ne sesini duyuyorum, ne yüzünü görüyorum, ne tek bir kelime ediyorum seninle. Özlüyorum ama bir süre sonra unutur gibi oluyorum doğrusu. Sonra tam aklımdan çıkmaya başlamışken birden gelip yine hayatımın merkezine oturup, tekrar beni mahvetmen çok bencilce. Canın ne zaman isterse bana gelmen, daha sonra bıkıp tekrar ona dönmen, bunlar paramparça ediyor insanı. 
Sen bilmezsin tabi, nereden bileceksin. Sen hep sevilen taraf oldun değil mi? Hiç kimseyi kendinden fazla sevmedin ki sen. Kimse için böyle deli olmadın ki. Kimsenin duygularını kendininkilerden çok umursamadın. Çünkü bencilsin, çünkü birini sevmenin nasıl bir şey olduğunu bilemeyecek kadar, sevginin fedakarlık gerektirdiğini bilemeyecek kadar bencilsin. Sen istediğin zaman gelirsin, istediğini yapar, sonra sıkılınca hiçbir şey olmamış gibi çıkarsın insanın hayatından. Arkanda bıraktıkların, kırıp döktüklerin umrunda olmaz ki senin. 
Ama içim rahat, bir gün sende tadacaksın çünkü bu duyguları. Tattıran ben olmam belki ama bir başkası da olsa karşındaki, sende bunları yaşayacaksın. Kimse yaşattıklarını yaşamadan ölmez çünkü. O gün anlayacaksın belki de, ne yaptım ben diyeceksin kendi kendine. Oturup üzüleceksin bencilliklerine. Her şey için çok geç olduğunu anladığında ben gerçekten mutlu olacağım. O gün bir gün gelecek, inanıyorum ben. Sen pişman, ben mutlu olacağım. Söz veriyorum böyle olacak. Sen geleceksin ve ben çoktan senden gitmiş olacağım.

10 Kasım 2012 Cumartesi

Bizim aramızda hala bir bağ var. O seni gördüğüm ilk gün ki gibi güçlü olan bağ. Hala devam ediyor ve ne kadar uzağımda olsanda ben seni hissedebiliyorum.
Kilometrelerce ötede bile olsam, yanında bil beni.
kasvetli bir gün.
hiç bilmediğim bir şehre gitmek için yola çıkıyorum.
sevdiğim adamı göreceğim çünkü heyecanlıyım.
evet, mutluyum.
özlemişim.
şehrime gel sevgilim yarın çık gel bırak her şeyi bir bekleyenim var de gel gel ki bu şehir nefretim olmaktan çıksın gel ki nefes alayım
lütfen gel...

9 Kasım 2012 Cuma


bir adamın kelimeleri canıma okuyor.
bir adam ne zaman yazsa, ağlıyorum.
ve bir adamı asla unutamıyorum.
o ne zaman yazsa gözyaşlarımdan denizler yapıyorum.
belki bir gün o denizle gelir bana diye.
belki gelir.
gelmez. 
gelmeyecek.
biliyorum, o çok uzakta.
ruhu da bedeni de bana çok uzakta.
asla ulaşamayacağım kadar uzakta.
ve sadece özleyebileceğim kadar yakında. 
üzgünüm sevgilim ben seni çok özledim ben yapamıyorum ya olmuyor gel artık

Çok sevdim.
Çok ağladım.
Çok yanıldım.
Çok yalnız bırakıldım.
Çok gittim.
Çok terk edildim.
Çok bunaldım.
Çok kazandım.
Çok kaybettim.
Çok terk ettim.
Çok sıkıldım.
Çok gülümsedim.
Çok sigara içtim.
Çok küfür ettim.
Çok isyan ettim 
çok özledim 
             çok özledim
             çok çok özledim
             hep özledim
             sürekli
             bazen aramızda kilometreler olan beni bırakıp giden adamı
             bazen başka birini
Başka hangi şehirde bu kadar acı var ?
Bir daha asla dokunamayacağım birini böyle özlemek istemiyorum ben.
Kendimize ‘her şey’ yaptıklarımız,giderken bizi arkalarında ‘hiçbir şey’ olarak bırakacaktır..
Sen gittin, ben bekledim. Sen gittin, ben özledim. Her gün daha fazla özledim, her gün gelmeyeceğini bile bile daha fazla bekledim. Ama yoruldum. Sen böylesine umursamaz, böylesine gitmiş, böylesine unutmuşken, hala seni özlemekten, beklemekten hala seni sevmekten yoruldum. Bu güne kadar bana acıdan başka ne verdiğini düşündüğümde bir cevap bulamamaktan yoruldum. Her seferinde sana kanmaktan, her seferinde daha büyük bir yara açıp gitmenden yoruldum. Canın sıkıldığında geleceğin adres olmaktan sıkıldım. Her seferinde seni affedebilen, yine masumca sevebilen o aptal olmaktan sıkıldım. Canımı yaktığında bile git diyemedim. Ne olursa olsun yanımda kalmana ihtiyacım vardı. Biraz kokun, biraz gülüşün, biraz ellerin, biraz dudakların, biraz boynun.. Kısacası sana ihtiyacım vardı. Sana muhtaçtım. En umutsuz anlarda bile bekledim seni. Sen hiç gelmedin. Yokluğun kırıcı, korkutucu, can yakıcı.. Sen yanımdayken karşı koyabildiğim tüm dünya, sen yokken bana cephe aldı sanki. Üstüme üstüme geliyordu her yer. İnsanların bakışları yalnızlığımı vuruyordu yüzüme. Onca kişi de olsa çevremde, sen yokken yalnızdım işte. Sen başkalarıyla kahkahanın dibine vururken, ben ağlayarak sabahladım gecelerce. Her gözyaşımda biraz daha gittin içimden. Biraz daha bittin bende. Gel diyemedim, gelmeyeceğini böylesine belli ederken, dön diyemedim. Son bir kez sarılayım, kokunu hissedeyim diyemedim. Sana ihtiyacım vardı, söyleyemedim. Her gidişinde umutsuzca bekleyip her dönüşünde sessiz sedasız kollarımı açtım sana. Ama bu sefer dönmedin. Ben bekledim. Gerçekten bekledim. İçimde bir yerlerde bir şeyler kopuyor her gün. O çok acıtıyor. O acı hiç geçmiyor. Geçer diye bekliyorum, ama hiç geçmiyor. Bin kere daha ağlarım. Ne olur gel. Özledim seni ben. Bekledim seni ben.


Özlemden ölüyorum ben,ölüyorum.Gözlerimde her gece ağlamaktan yaş kalmadı.Yağmurlu havalar ,müzikler,anılar... Kolay mı sanıyorsun? Ben istemedim mi seni unutmayı,ben istemedim mi başkaları beni sevsin başkalarıyla mutlu olayım? Olmuyor bak seni unutamıyorum bok varmış gibi çıktın karşıma beni sevdin,yeri geldi mutluluktan uçurdun en kötüsüde sen bana kokunu koklattın,ben kokunu aldıktan sonra senden vazgeçemeyeceğimi anlamıştım zaten.Dön,yoruldum.

Hiç kimse sen değil.
Senden sonra hayatıma giren hiç kimse sen değil sevgilim. Çünkü ben senden sonra hayatıma kimi soktuysam aslında hepsinde seni yaşadım. Onları öperken seni öpmek istedim. Kilometrelerce uzakta olsan bile. Sana dokunamıyor olsam bile. Seni yeniden sahiplenemiyor olsam bile, seni hissetmek istedim işte. Onlara sarıldığımda, sana sarılmak istedim. Hani sana sarıldığımdaki huzurum vardı ya. Tam da onu yaşamak istedim. Seninle beraber hemde. Sen olmasan da ben yaşamak istedim işte. Çaresizce, umutsuzca. 
Sen yoksun. Yanımda değilsin. Sana sarılamıyorum, sana dokunamıyorum. Belkide benden sonra sana başkası sarılıyor. Bunu her ne kadar kendime yedirmek istemesem de sarılıyor işte. Peki ya aklına geliyor muyum? Beynini kemiriyor muyum? Ya da başkasına sarıldığında huzursuz oluyor musun? Benim tenime ihtiyaç duyuyor musun o an? Veya başkasını öperken birden aklına yaşadıklarımız gelip “napıyorum ben ya” deyip geri çekiliyor musun? Apar topar eve gidiyor musun? O taksideyken bana karşı yaptığın hataların aklına geliyor mu? Gerçekten pişman oluyor musun? Elin telefona gidiyor mu? “Çok kötüyüm buluşalım” cümlelerini söylememek için kendini zor tutuyor musun? Başkasıylayım düşüncesinden gerçekten korkuyor musun?
Merak etme sen benim hep aklımdasın. Ben senden sonra herkesi sana benzettim. Umut işte. Kimse beni ‘sen gibi’ merak etmiyor. Kimse beni ‘seni gibi’ kıskanmıyor. Kimse bana ‘sen gibi’ dokunamıyor. Dokunamıyor işte. Sanırım ben de öyle hissetmek istemiyorum. Ve en önemlisi kimse beni ‘sen gibi’ sevemiyor. Hadi gel artık.

5 Kasım 2012 Pazartesi

Her cümlesiyle hayata tutunduğun adamın, tek bir kelimesi yerle bir ediyor bir gün kalbini. Gözlerin uzaklara dalıp gidiyor sürekli. Ondan nefret etmeyi deli gibi dilerken, dönmesini de diliyorsun aldığın her nefeste. Dönse de eskisi gibi olamayacağınızı biliyorsun aslında adın gibi ama daha hiç doyamadığın adamın, başkasının olması ihtimali bile fazlasıyla yakıyor canını. Her defasında titreyen ellerini sigaraya uzatıp, daha sonra ona verdiğin sözü hatırlayıp geri çekiyorsun. Sanki o sana verdiği tüm sözleri tutmuş gibi..Kim görse bu içler acısı halini “geçecek, atlatacaksın” diyor. Umursadıkları falan da yok üstelik. Tek yaptıkları kendi vicdanlarını rahatlatmak. Seni anlıyorum diyorlar ama asla anlayamıyorlar, anlayamazlar. Çünkü kimse yaşamadı onu, senin gibi. Senin gibi aldığı her nefeste içinde sonsuz bir sevgi büyütmedi kimse ona karşı. Kimse gülüşüne tapmadı onun. Kimse boynunun kokusunu özlemedi gecelerce. Gecelerce başını yastığa basıp hıçkıra hıçkıra ağlamadı. Kimse sesini özlediği için gecenin bir vakti gizli numaradan arayıp, birkaç dakika sonra dayanamayıp kapatmadı. Kısacası kimse sevmedi onu senin gibi. Bunu anlamasını diliyorsun hala. Anlasın ve dönsün istiyorsun. Bitmesine yol açan her hareketi için pişman olup dönsün, eskisi gibi sarılsın istiyorsun. Ne o dönüyor, ne sen bir an bile onu sevmekten vazgeçiyorsun. Sadece zamana bırakıyorsun bir şeyleri. Ondan vazgeçmek için değil, onu unutmak için değil. Bu verdiği acıya alışmak için, onun da özlemesi için
Ve gittin, hiçbir şey demeden. Sahi bir vedayı bile hak etmemiş miydim? Bu kadar mı değersizdim? Bir mesaj bile yazamadın mı? Bir “hoşçakal”ı çok mu gördün? Sevgini çok gördüğün gibi.. Bir anda çekip gitmek gerçekten bu kadar kolay mıydı senin için? Mutluymuşsun, duyuyorum etraftan. Seni üzen şeyler olmasından korkuyorum. Yalnız üzülmenden. Aslına bakarsan canımı yakan bensiz gülümsemen değil, yanında ben yokken ağlaman. İhtiyacın olsa gel desen, gelmez miydim? Aslında sen haklıydın. Ben farklıydım. Ben kendi bencilliklerim uğruna senin canını yakacak hiçbir şey yapmadım hiçbir zaman. Hep seni düşündüm. Seni başkasına bırakmayacak kadar çok, ama aynı zamanda başkasında oldugunu bile bile bekleyecek kadar delicesine sevdim. Kendim için berbat bir durum olsa bile senin icin en iyisini istedim hep. Sen bunca şeye rağmen bir vedayı bile çok gördün. Yazık, çok yazık. Hiç mi aklına gelmiyorum diye düşünmekten kafayı yeme derecesine geldiğimi tahmin edip, hala gelmiyorsun ya. Yaşadıklarımıza da, sana verdiğim sevgiye de, senin için yaptığım onca şeye de yazık. 

4 Kasım 2012 Pazar

biraz gücüm olsaydı gelirdim.."
ya işte tam şuan bu şehirde, bu sokakta, bu evde, bu odada, bu koltukta oturmamalıydım. ben şuan burada olmamalıydım.

'Bitti' dediğinde değil daha fazla ağlayamadığında her şey bitmiştir.

KENDİME NOT:

Tamam artık. Sevdin,özledin,kırıldın,ağladın ama bitti.
Ve seni unutamayacağımı çok iyi biliyorum...
ya bazen diyorum ki kendi kendime şuan burada olmamalıydım. mesela bu şehirde. bu mahallede. bu evde. bu odada. bu koltukta olmamalıydım. çünkü burada olmak istemiyorum. bu ev bu mahalle bu koltuk bana huzur vermiyo. bunlar sadece bana acı veriyo. geçmişi yüzüme vuruyo, canımı acıtıyo. işte o yüzden tam şuan buradan gitmek istedim. arkama dönüp bakmadan koşar adımlarla buradan kaçmak ve hiç bilmediğim bir şehrin sokaklarında kaybolmak. çünkü biliyorum ki gideceğim şehir acılarla, pişmanlıklarla ve gözyaşlarıyla kirletilmedi daha. yeni doğmuş bir bebek gibi masum, saf ve temiz. ve bunu her fark ettiğimde buradan gitmek istiyorum. ama gidemiyorum. istiyorum ama koltuktan kalkmaya bile üşeniyorum. gitmek için hazır değilim çünkü. ben daha çevremdeki insanlara tahammül edemezken, onlarla buluşmamak için bahaneler uydururken ve günlerce hiç kalkmadan aynı koltukta otururken, yeni bir şehirle tanışmak imkansız gibi gözüküyo. ama gidicem. yani bunu biliyorum. belki şimdi değil, ama bi gün gelicek. gidicem  geçmişimi geride bırakarak yeni bir gelecek kurmak için gidicem.
Seni asla suçlamadım. Gelmiştin ve zaten gidecektin.Asla hatırlanmayacak bir anı olarak kalacaktım hayatında. Ben seni bu denli düşünürken aklından bir kez geçmiyor olmanın üzüntüsünü yaşıyordum.Aramızdaki kırılması gereken duvarlara dokunmaya bile yeltenemedim. Daha kötü olmaya dayanamazdım. Çok bencildim asla paylaşamazdım.İşte bu yüzden o duvarlar hep kalmalıydı çürümeye yüz tutana dek.Onunla birlikte çürümeye yüz tutacak olduğumdandır ki artık üzülmüyorum.
Bir tek şeyi unutma. Seni sevdim ben. Yanarak, yıkılarak Aklıma her aklıma geldiğinde ağlayarak..
canımı en çok beni bir daha asla sevmeyecek olması yakıyor. en çok bu üzüyor beni. unutacak o. ben silineceğim ondan. yok olacağım onun için. bu üzüyor işte. bu üzüyor.
seninle tanıştığım ilk günü hala tüm netliğiyle hatırlıyorum

 Ne seni unutabiliyorum, ne de kalanları. Seni unutamamanın verdiği acılara dayanamıyorum artık. Unutamamanın bu kadar kahredici,çıldırtıcı olduğunu bilmezdim. Her yerde, her zaman benimle birliktesin. İşin kötüsü her şey seni hatırlatıyor. Kalabalıkta söylenmiş bir söz bile yetiyor seni düşünmeme. Yalnızlığımda ise sesin kulaklarımda çınlıyor. Yaşanmış zamanlar film şeridi gibi geçiyor hafızamdan. Anılarımızı en küçük noktasına kadar birer birer hatırlıyorum. İşte o zaman, bu seni unutamayan başı, duvarlara vura vura parçalamak geliyor içimden.
 Gün oluyor, seni unutabilmek için bu şehirden çok uzaklara gitmek istiyorum. Sokaklar, kafeler, evler ,vitrinler seni hatırlatmasın diye.
 Gün oluyor, anlıyorum senden ve bu şehirden kaçmanın faydasızlığını. Çünkü biliyorum, nereye gitsem benimle geleceksin ya da gittiğim her yerde senden bir şey olacak.
Acaba şuan ne yapıyor ? Nasıl uyuyor? Yatmadan önce kimi düşünüyor? Şarkı dinlediği zaman kim aklına geliyor?Ağladığımdan haberi var mı ? Kısa zamanda hayatıma ne ara girdiğini ve bir anda nasıl her şeyim olduğunu biliyormu ? Onun hiçbir şeyden haberi yok.O mutlu,ben mutsuz.O yanımda olsaydı kısacık kollarıyla sarsaydı beni ne kadar mutlu olurdum.Ama o hiçbir zaman gelmedi gelmeyecek o hep benim rüyalarıma gelecek ve gözlerimi açtığımda gidecek.

3 Kasım 2012 Cumartesi

Sen yokken bile seni sevdim ben. En umutsuz anlarda bile vazgeçmedim seni sevmekten. Sen başkasına gittiğinde bile ben sendeydim. Birini unutmanın en iyi yolunun onun yerine başkasını koymak olduğunu söylediler, denedim. Yapamadım. İstediğim tek koku senin kokunken, başkasına sarılamadım. Seni özlerken, başkasını sevemedim. Özür dilerim. Kocaman bir hayal kırıklığıydın. Ne zaman kendimi toparlayacak gibi olsam, tekrar karşıma çıktın. En ufak sarsıntılarda yıkıldım, şimdi aşkımızın enkazı altındayım. Altından kalkamıyorum anıların. Hala kurtarmanı bekliyorum ama bilirsin ya günden güne senin de beni aramayı bıraktığının farkındayım. Unuttuğunun, artık aklına gelmediğimin, kendi hayatına devam ettiğinin farkındayım. Canımı yakan da bu. Ben seni beklerken, senin bundan haberin bile yok. 

Ve en kötüsü de senin yüzünden kimseye güvenemiyorum artık. Herkese “nasılsa gidecek” gözüyle bakıyorum. Yapamıyorum tekrar. Sen yokken yaptıklarımın suçlusu da sensin. Biz bitmedik, yarım kaldık, yarım bırakıldık. Bitseydi, hala seni özlemezdim değil mi? Bitseydi, hala seninle konuşurken sesim titremezdi, gözlerim dolmazdı? Bitseydi, geçerdi değil mi? Ama geçmedi, gerçekten. Hiç geçmedi.

bazen onun yaşadığı şehirle alakalı bir kelime duyuyorum.
beynimden kaynar sular dökülüyo sanki böyle göğsüme yavaş yavaş bi ağrı saplanıyo, orayı delip geçiyo, sanki organlarımı biri yerinden söküyo, öyle acıyo işte.
göz bebeklerimde yaşlar birikiyo.
düşündükçe ellerim titremeye başlıyo.
midem bulanıyo.
hayır çok merak ediyorum.
sen orada değilde burada olsaydın,
dünya yerinden mi oynardı? 
sen şimdi gittin ama bilmeni isterim ki bir daha  hiç bu kadar çok sevilmeyeceksin
yoksun neden??
şimdi gel desem gelmeyeceksin biliyorum ama olsun. ben seni çok özledim.

Bir daha asla dokunamayacağım birini böyle özlemek istemiyorum ben.

Peki ben aklına geliyor muyum? Yaşadığımız o özel şeyleri başkasında gördüğünde tebessüm oluyor mu yüzünde? Ya da adım geçtiğinde gözlerini kapatıp yaşadığımız her şeyi en ince ayrıntısına kadar yeniden yaşıyor musun o an? Sahiplendiğimiz o sokaklara giriyor musun yeniden? Herhangi bi şey gördüğünde “bunu da onunla yapmıştık” diyor musun?
Evet belkide şuan başkasıyla olabilirsin. Ya da hayatında her şey kötü de olabilir. Ama şunu bil ki; ben başkasıyla gülebilirim, başkasıyla eğlenebilirim ya da başkasıyla sabahlara kadar konuşup bişeylerimi paylaşabilirim. Ama hiç biri senin kadar değerli değil. Hiç kimse senin gibi gülemez. Hiç kimse senin gibi merak edemez beni, etmedi de. Ben her günü bir gün gelirsin umuduyla yaşıyorum. Hiç usanmadan hem de. Gittiğin o günden beri hatta. Eğer olur da bu yazıyı okursan tam da bu şarkıyı dinlediğinde, gözlerinin dolmasını istiyorum. Canının acımasını değil.

2 Kasım 2012 Cuma

Bazen olur ya, mecbur kalırsın bazı şeyleri yapmaya. Onlardan biriydi işte son yaptığım. Mecburdum böyle yapmaya, bu hale gelmeye. Unutmak istemiyorum seni, asla istemedim. Sadece aramıza mesafe girmesi gerekiyordu, öyle oldu. Olucak. Seni özlemeyecek miyim sanıyorsun? Peki ben öyle mi sanıyorum? Hayır. Seni özleyeceğim tabi ki, hem de her şeyden çok. Hiç olmadığı kadar özleyeceğim. Dayanmak için
her şeyi yapacağım ama, inatçıyım bilirsin. Hiçbir şey yok benim için artık, sadece burası ve yazılar resimler kitaplar. Telefonlarımın hatlarını bile çıkarttım biliyo musun? Kullanmayacağım, hiç değilse öyle umuyorum. Başarabilir miyim bilmem. Seni sevmediğimi bile düşündüğün zamanlar oldu ya, en çok da bu üzüyor beni biliyor musun? Ne kadar acı en sevdiğin, en güvendiğin, en değer verdiğin insanın sana inanmaması, güvenmemesi hatta sevgine bile güvenmemesi. Kırılıyor, üzülüyor insan. Bunları düşünüyorum belki, bunlarla kandırıyorum kendimi dayanabilirsin diyorum. Bilmem. Ama böylesinin çok daha iyi olacağını biliyorum. Zaten hep mutsuz değil miydin, kavga etmez miydik hep? Bak işte şimdi kavga etmiyoruz. Konuşmuyoruz bile. Zaten nasıl konuşalım ki? Bunların hepsinin sorumlusu benim, pişman olacağımı da biliyorum. Hatta pişmanım, şimdiden deli gibi özledim seni. Ama böyle olacak. Bu sefer böyle. Sadece unutma, seni hiçbir zaman unutmayacağım....
Hani her gece ağlarsın ya sevgilinden ayrıldıktan sonra,onu hatırlatacak bir sürü şarkı dinlersin ya.Hani konuştuklarınız aklına gelir ya,'daha önce sana seni seviyorum diyordu' şimdi başkasına söylediğini düşünüyosun ya,neye ağladığını bilmiyosun öyle ağlıyosun.Hava soğuk titriyosun,çok titriyosun,ellerin titriyo bacakların titriyo,özlemekten yoruluyosun,kahroluyosun özlemekten ama mesaj atmıyosu
n ya hani,ama aklında hala unutmadın sen onu o daima aklında.Çıkmıyor ordan siktiğimin çocuğu.Beynin yorulmuş,düşüncelerin durmuş,gözlerin doluyo ya hani işte ben işte o anı yaşıyorum.Ben özledim diyemiyorum.Dön bana yeniden diyemiyorum.Benim gururum var çünkü.Sesini hatırlamaya çalışıyorum.Yüzüm gülüyo,ama içim ağlıyo.Bitmiyo sorunlarım.Böyleyim işte ben.Çok seviyorum.Bırakamıyorum kolay.Ben buyum işte.Yapamıyorum onsuz,sevgilisi var ama aklı hala bende biliyorum.Çünkü beni bırakan o.Biliyorum unutmadı beni hemen.Biliyorum özledi.İkimiz içinde zor olmuştu,zor olacaktı ama bitti.En güzel hikayemiz bitti.
Üzgün olduğum doğru. İçimde olan biteni kendime bile açıklayamıyorum. Çoğu şeyle, bir çok kişiyle ilgim yok.Senden ibaret olduğum, sana içtiğim sana uyuduğum doğru. Bazen ortasında kaldığım bu durumun anlaşılabileceğini düşünmüyorum. Yaşıyor musun deseler evet diyemem, öldün mü deseler cevabım yok.Sokaklar, kalabalık eksikliğini yüzüme vurmak için ıslak ve yağmurlar hiç olmadık zamanda yağar, ağlamak gibi...
Şimdi her nerede ne yapıyorsan, buna devam et, hiç olmamışım gibi. Ve hiç olmamışsın gibi kiminle ne yapıyorsan devam et, 
ağlamak gibi..