
31 Mayıs 2013 Cuma
28 Mayıs 2013 Salı
Aşka inanmıyorum. Birlikte saçmalamak varken. Aşık olmak ya da sevgili olmak sadece bir isim koyuyorsun ve büyüsü kaçıyor. Beraber özgürce saçmalamak bağırıp çağırmak ama sevgili olmamak daha mantıklı geliyor. Aslında böylesi daha uzun soluklu. Mesela sevgilim demeyeceksin sahipleneceksin,sevdiğim diyeceksin. Tutup kolundan sürüklediğin zaman 'ayy napıyorsun aşkım canımı yakıyorsun' değil de 'öküz müsün sen?' olacak. Konuşmanız sevgili olduğunuz için değişmeyecek. Yapmacık hareketler olmayacak. Sevgili olup büyü bozulmayacak.
27 Mayıs 2013 Pazartesi
26 Mayıs 2013 Pazar
Gece oturmayı severim. Gece yazmayı daha çok severim. Sen bilmezsin. Gece sana yazmayı da hep çok severdim. Bunu da bilmezdin. Yani sen benimle ilgili pek bir şey bilmezdin. Ben öğrenmeni çok istedim sen hiç beceremedin. Belki de öğrenmek istemedin. Umurumda değil. Artık değil.
Hep söylerlerdi de inanmazdım insan elinden gelenin fazlasını yapınca sonuç ne olursa olsun pişman olmazmış. Pişman değilim. Ne seni sevdiğime, ne senin uğruna çaba sarf ettiğime. Yani yine olsa yine yaparım.
Ben seni kaybetmemek adına çok şey yaptım. Ben seni kazanmak için kendimi kaybetmeye bile hazırdım. Ben çok fedakardım sen anlamadın.
Canımı yaktın. Ağzından çıkan her kelimenle canımı yaktın benim. Gitmek istedim her defasında senden, gidemedim. Kendime meydan okudum seninle kalabilmek için, sana aşık kalabilmek için.
23 Mayıs 2013 Perşembe
15 Mayıs 2013 Çarşamba
10 Mayıs 2013 Cuma
Gözlerimin içine içine öyle güzel bakıyordu ki…
Hiç ayırmıyordu gözlerini gözlerimden.
Güzel bakıyordu, tatlı tatlı…
Bense bakamıyordum.
Bakamazdım ki.
Arada bir kafamı kaldırıyordum.
Her seferinde nefesim kesiliyor,
Ölecek gibi oluyordum.
Sonra ellerine bakıyordum.
Kalem vardı elinde.
Çevirip duruyordu.
Elleri de çok güzeldi.
Ve gözleri…
Hala bakıyordu.
Daha önce ne o kadar güzel gözler görmüştüm,
Ne de o kadar güzel bakan birini…
Hiç ayırmıyordu gözlerini gözlerimden.
Güzel bakıyordu, tatlı tatlı…
Bense bakamıyordum.
Bakamazdım ki.
Arada bir kafamı kaldırıyordum.
Her seferinde nefesim kesiliyor,
Ölecek gibi oluyordum.
Sonra ellerine bakıyordum.
Kalem vardı elinde.
Çevirip duruyordu.
Elleri de çok güzeldi.
Ve gözleri…
Hala bakıyordu.
Daha önce ne o kadar güzel gözler görmüştüm,
Ne de o kadar güzel bakan birini…
9 Mayıs 2013 Perşembe
5 Mayıs 2013 Pazar
4 Mayıs 2013 Cumartesi
belki istediğin gibi biri değildim
o kadar güzel o kadar tatlı biri değildim
ama kalbim vardı,seni sevebilirdim
hiç kimsenin vermediği değeri verip,seni dünyanın en mutlu insanı yapabilirdim
bırakmazdım hiç,biz ‘biz’ olduğumuz sürece hiçbir engelde kaçıp gitmezdim
belki beni istemedin,ama şimdi düşün
sence ben mi kaybettim
3 Mayıs 2013 Cuma
2 Mayıs 2013 Perşembe
Aşk-ı Memnu'yu ne kadar sevdiğimi anlatmama gerek yok sanırım. Seneler geçti hala tekrar bölümlerini ilk seferki gibi izliyor, Bihter'in ölümünü yıllardır kabullenemiyorum. Neden bilmem benim için bir diziden çok daha fazlasıydı Aşk-ı Memnu. Düğün dernek mutlu sonla biten sahte dizilere inat, ölümle, kanla, mutsuzlukla bittiği için bu kadar gerçekçi gelmişti o yalan gösterişi belki de.
İşte Aşk-ı Memnu 5 yıl sonra...
Adnan Ziyagil: Bihter'in ve Behlül'ün ihanetiyle yıkılmıştır. İş hayatındaki itibarı da yerle bir olmuş, işleri git gide kötüleşmiştir. O eski zengin hallerinden eser kalmamıştır. Kimsenin yüzüne bakamadığından şirketti komple devredip Matmazel ile birlikte Paris'e yerleşirler. Adnan Bey Paris'de ufak bir oymacı kakmacı dükkanı açar. Yeteneksiz olduğundan işleri burada da bir türlü iyi gitmez.
Nihal Ziyagil: Behlül onu Bihter'le aldattığı için değil, Behlül'le evlenemediği için kafayı yemiştir. Hayattaki tek isteği ve arzusu Behlül'le evlenmek olan Nihal, isteği bu saatten sonra asla gerçekleşmeyeceği için delirmiş, bir sinir hastalıkları hastanesinde senelerce tedavi görmüştür. Zaten eksik olan tahtaları iyice eksilmiş, bir türlü iyileşememektedir. İçten içe Behlül geri dönmesini diler. Kaçalım dese kaçıp gidecektir salak.
Bülent Ziyagil: Ailesindeki herkesin amı götü dağıtmasından sonra Bülent'de ergenlik dönemini kolay atlatamaz. Liseyi yurtdışında okumak istediğini söyleyip bu çarpık aileden uzaklaşmaya çalışır. Yurtdışında uyuşturucu ve alkol bağımlısı, sorunlu bir çocuk olur. Sürekli tutuklanır, isyeeeaaan diye dolanır oralarda. Aile büyükleri onun arkasından "Çok sessiz sakin bir çocuktu, nasıl böyle oldu anlamadık." diye söylenirler.
Behlül Haznedar: Bihter'in intiharıyla hayatı alt üst olmuştur. Saçı sakalı birbirine karışmış bir şekilde mezarlıkta homeless olarak yaşamıştır bir süre. Kaçak yollardan yurtdışına çıkıp, New York sokaklarında dilenirken zengin bir tarafından keşfedilir ve mankenlik vaadiyle kandırılır. New York'lu zengin kadınların seks kölesi olur. Girdiği bataktan senelerce kurtulamaz. Ne de olsa Bihter'in ahını almıştır...
Firdevs Yöreoğlu Özder: Bihter'in ölümünden sonra yüzüne inme inen Firdevs Yöreoğlu azimle ve çok çalışmayla kolay toparlanır. Fiziği eskisinden de iyi hale gelmiş, Çetin Özder ile mutlu bir izdivaç gerçekleştirip gücüne güç katmıştır. Bihter'in ölümünden Behlül ve Ziyagil ailesini suçlamaktadır. Hayatını onları bitirmek için yaşar. İstanbul'un en ünlü patroniçesi olmuş, herkese sözünü dinletmektedir. Adnan'ın işlerinin kötüye gitmesinde de, Bülent'in uyuşturucu bağımlılığında da, Nihal'in yanlış tedavi ile iyileşememesinde de hep onun parmağı vardır.
Matmazel Deniz Hanım: Nihayet amacına ulaşmış Adnan Ziyagil ile evlenmiştir. Adnan beyin yıkılmış halinden resmen faydalanmış, "Buralarda duramayız artık." diye adamı resmen Paris'e kaçırmıştır. Adnan bey beş parasız olduğundan oturma izni için Matmazel ile evlenmesi gerekmiştir. Formaliteden de olsa 30 yıl sonunda Adnan Bey ile evlenebildiği için Matmazel kaşarından mutlusu yoktur.
Peyker & Nihat: Peyker 5 yıl içinde 5 çocuk daha doğurmuş, evleri çocuk yuvası gibi bir hal almıştır.Nihat babasının işlerini devralmış, sürekli çalışmakta, eve uğramamakta, uğradığında ise Peyker'i hamile bırakmaktadır.
Hilmi Bey: Hayattaki tek amacı Ziyagil ailesini ve Firdevs Yöreoğlu'nu bitirmek olan Hilmi Bey amacına ulaşmıştır. Bihter'in ölümü ile Firdevs Yöreoğlu ile uğraşmaktan vazgeçer. Ziyagil ailesinin ise allah zaten belasını vermiştir. Bu mutlulukla bütün şirketi sünepe oğlu Nihat'a devredip Aynur hanımla birlikte bitmeyen bir dünya turuna çıkar. Tropik meyvelerden kolyeler takıp, çiçekli gömlekler giyerek güzel bir hayat sürmeye başlar.
Cemile: Beşir'in ölümüyle yıkılır. Nihal'in suçu olduğunu düşünür. Firdevs Yöreoğlu'yla işbirliği yapıp Nihal'in yattığı hastanede hasta bakıcı olur. İlaçlarını değiştirir, tedavisinin aksamasına sebep olur. O da kafayı sıyırmıştır, aklı başında değildir. Hastanedeki sürekli öksüren 75 yaşındaki dedeyi Beşir sanıp, onunla özel olarak ilgilenmektedir.
Görüldüğü gibi herkes hayatına devam etmiş, sevdiği adamın başkasıyla mutlu olduğunu görmektense ölmeyi tercih eden Bihter'e olmuştur olan.
1 Mayıs 2013 Çarşamba

.Ben hala beni bıraktığın yerde seni bekliyorum.Dönmen imkansız farkındayım.Ama napim? Alışmışım sana,yanımda olmana.Geceleri uyuyamıyorum,uyusamda rüyalarıma giriyorsun.Biz seninle hiçbir şey yaşayamadık.Biz olamadık.Ben hep çabalardım,alttan alırdım ama sen? Sen hiç var olmadınki yanımda. Sen hiç umursamadın ki beni. Duygularımı bilmem kaç kere yıprattın,gururumu bilmem kaç kere ayaklar altına aldın? Sen beni önemsemedin hiç. Şimdilerde uzaktan izliyorum seni.Bir zamanlar aşık olduğum gülüşün her defasında batıyor sanki kalbime. En çokta ne koyuyor biliyor musun? Yakındık bir anda bu hale geldik..Ben sana çok alışmışım Çok sevmişim,çok benimsemişim.Ama iyiyim.İyi olmaya çalışıyorum, zorundayım.Sevmiyorum desem yalan olur hala seviyorum ama önceki gibi değil.Önceden gerçekten seviyordum şimdi nefret ede ede seviyorum.Özlemek bitirdi zaten beni.Görsen içimde olanı biteni aklın hayalin almaz.Bu aralar ihtiyacım olan tek şey biraz uyku. Sen benim hayatımda tanıdığım bir numaralı ibnesin. Onca şey konuşmuştuk,onca şey atlatmıştık birlikte sonrası boş.Kocaman bir boşluk. Ama sayende olgunlaştım.Hayatımda aldığım en büyük darbe değildi,olamazda zaten. Son bir şeyler daha dedikten sonra bitirecem merak etme.Hayatından çıkıcam bu yazıdan sonra.Hiç uykun kaçmıyor mu geceleri? Rüyalarına girmiyormuyum? Anılarımız aklına gelmiyormu? Kalbin acımıyormu? Hiç kendinden iğrenmiyor musun? Hiç nefret etmiyor musun? Ben nasıl erkeğim diye düşünmüyor musun? Nasıl bu kadar kırıcı oluyorum falanda mı demiyorsun Bana iyi bakamadın kendine iyi bak. Son olarak yanındaki kız sevgilin olmayı haketmiyor.Sen öylelerine göre değilsin.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)